Searching...
5 Haziran 2014 Perşembe
Haziran 05, 2014

adnan menderes-kimdir-hayatı

1899 yılında Aydın’da doğdu. Babası İzmirli Katipzade İbrahim Ethem Bey, annesi Aydınlı Hacı Alipaşazadeler’den Tevfika Hanım’dır.Anne ve babasını küçük yaşta kaybetti. O'nu anneannesi büyüttü. Tahsil hayatına İzmir İttihat ve Terakki Mektebi’nde başlayan Adnan Menderes, Kızılçulu Amerikan Koleji’nde okurken misyonerlerle başı derde girdiği için, çeşitli makamlara müracaat etti. Müracaat ettiği makamların birinin başında Celal Bayar vardı. Bayar’la böyle tanışmış oldu. Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Adnan Menderes, Birinci Dünya Savaşı sırasında yedeksubay olarak askerliğini yaptı. Aydın’da bazı arkadaşlarıyla birlikte Ayyıldız Çetesi’ni kurdu. Daha sonra Söke’de Piyade Alay Yaveri olarak savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal Madalyası aldı. Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan ancak kısa sürede kapatılan Serbest Fırka’nın Aydın Teşkilatı'nı kurarak başkanı oldu. Bu parti kapatılınca CHP’ye girdi ve 1931 yılında bu partiden Aydın Milletvekili seçildi. 1945 senesine kadar TBMM’de komisyon raportörlüğü yapan Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti’nin getirdiği Toprak Kanunu Tasarısı'nı şiddetle reddederek, komisyondan istifa etti. Partide yaptıkları muhalefetten dolayı, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından 12 Haziran 1945’te ihraç edildiler. Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu hareketler Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1946’da kurulmasına sebep oldu. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti’den Kütahya Milletvekili olarak meclise girdi. Celal Bayar’dan sonra ikinci adam durumuna geldi. KESİTLER Atatürk ve CHP macerası 27 Mayıs Darbesi Darbe hakkında bir yazı Bebek Davası Menderes'in son dakikaları 61 Nolu Tebliğ 14 mayıs 1950 seçimlerinde DP oyların 53,5’ini alarak iktidar oldu. 10 senelik DP iktidarının tek başbakanı oldu ve o döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında 5 hükümet kurdu. Bu 10 senelik zaman içinde Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu. Sanayileşme ve şehirleşme hamlesi başladı, köye makine girdi, ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başladı. Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı.

| 27 MAYIS DARBESİ: Sabah saat 04:36'da Ankara Radyosu'ndan yapılan bir anons nefesini tutan insanları bir anda heyecanlandırdı. Tek haberleşme aracı olan devlet radyosundan evlere ulaşan anonsta, ''Bugün, demokrasimizin içine düştüğü buhran ve en son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini eline almıştır'' deniliyordu ve Türk halkı ihtilalle ilk defa tanışmış oldu. Cumhurbaşkanı Celal Bayar Çankaya Köşkü'nde; Başbakan Adnan Menderes Kütahya'da gözetim altına alınıyordu. Bakanlar Kurulu ve Tahkikat Komisyonu üyeleriyle DP milletvekilleri de bulundukları mekanlardan toplanarak Harp Okuluna gönderildiler. Demokrat Parti iktidarı ile iyi ilişkiler içinde bulunan dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun başta olmak üzere üst rütbeli asker ve bürokratlar cezaevlerine konuldu. Ülkede ilan edilen sıkıyönetim sonucu tüm Demokrat Partili milletvekilleri, üst derecedeki bürokratlar, polis şefleri tek tek evlerinden alındı. Tüm siyasiler yargılanmak üzere Yassıada'ya gönderildiler. ADNAN MENDERES ASILMA NEDENİ:Adnan Menderes Demokrasi Platformu Başkanı Ahmet Şerif Bayındır, 27 Mayıs’ta önce hukukun katledildiğini belirterek “Ortada bir suç yoktur, ceza da yoktur, cezayı verecek merci de yoktur. Aziz Menderes’in idamının tek sebebi: ‘Yaşarsa kısa sürede yine iktidara gelir’ korkusudur” dedi. Yazılı bir açıklama yapan Bayındır, 27 Mayıs 1960 darbesinin demokrasiye sürülen kara bir leke olduğunu vurguladı. 27 Mayıs 1960’a giden sürecin de daha 1950’de başladığını anlatan Bayındır, şöyle devam etti: Halkın tercihi gasp edildi “Cuntacılar hatıralarında farkında olmadan bunu itiraf etmişlerdir. Bürokrasinin sivil ve askeri kanatlarıyla devletin üzerine konumlandığı bir gelenek açıkçası demokrasiye tahammül edememiştir. Camilerin ahıra dönüştürüldüğü, Kur’an öğrenmenin ve Ezan-ı Muhammedi’nin yasaklandığı, cenazeler için kefenlik bezin bulunmadığı, jandarma dipçiği ile vergi toplandığı bir dönem kapanmış; kalkınan, zenginleşen, büyüyen, milli ve manevi değerleri sahiplenen; NATO, CENTO, Balkan Paktı, Kıbrıs davamızdaki başarıları ile dünyada saygın hale gelen Türkiye’nin varlığında milletin kendilerine bir daha tevecüh etmeyeceğini anlayanlar, her türlü yalan iftira ve tezvirata başvurmuşlar, ‘Bu hassolar, memolar mı bizi idare edecek?’ diye hazımsızlıkla kahrolmuşlardır. Çoğunluğu CHP’li yüksek bürokratlar, aydınlar, bilim insanları ile silahlı kuvvetlerden cuntacıların oluşturduğu devlet elitleri 27 Mayıs 1960’ta iktidarı DP’den zorla almışlardır.” Bayındır, 27 Mayıs cuntasının lideri İsmet Paşa’ya koşup giderek “Paşam emirleriniz bizim için peygamber buyruğudur” dendiğini aktardı. Paşaya sorulduğunda ise “Ne içindeyim, ne dışındayım” diyebildiğine dikkat çeken Bayındır, “Balkona çıkıp neşeden dört köşe olmuş halde davul dövdüren bir avuç şakşakçıyı gülerek selamlayabilmiştir. Dileriz ki bundan böyle balkonlardan hep milli irade zaferleri kutlansın. İşin garip tarafı bir darbeci anılarında diyor ki ‘28 Mayıs sabahı ne yapacağımızı bilmiyorduk.’ Onlara ne yapacaklarını hukuk çevrelerinden sivil darbeciler öğretiverdiler. Evet 27 Mayıs’ta önce hukuk katledilmiştir. Ortada bir suç yoktur, ceza da yoktur, cezayı verecek merci de yoktur. Aziz Menderes’in idamının tek sebebi: ‘Yaşarsa kısa sürede yine iktidara gelir.’ korkusudur” ifadelerini kullandı. Milletin iradesi de asıldı Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, 27 Mayıs askeri darbesiyle, Adnan Menderes ve arkadaşları ile birlikte milletin iradesinin de idam sehpasında asıldığını söyledi. Pakdil, “Darbenin üzerinden 53 yıl geçti. Acıları hala sarılamadı. 27 Mayıs 1960 darbesi nereden bakarsanız bakın, millet iradesine karşı yapılmış bir müdahaledir. İdam sehpasına çıkan da milletin ta kendisidir” dedi. Darbelerin babası; 27 Mayıs Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “1960 darbesi, Türkiye’de darbelerin babası, siyasi kötülüklerin anasıdır. 1971, 1980, 28 Şubat, balyoz, yakamoz, eldiven, adını bir sürü şey koydukları girişimlerin de ilham kaynağı orasıdır.. Tabi ki dedesi de var. Dedesi de 1908 darbesidir. Sultan Abdülhamid’in tahttan indirildiği 1908 darbesi, ittihatçıların iktidara geldiği darbe, 27 Mayıs’ın dedesidir. Dedesinin dedesi de var; o da Yeniçeri isyanlarıdır” dedi. Darbecilerin ‘Kara Kitabı’ kayıp TBMM’de kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda dikkat çekici bir ayrıntı ortaya çıktı. 27 Mayıs Alt Komisyonu’nda yer alan bilgilere göre o dönem hazırlanan ‘kara kitap’ kayıp. ‘27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında genelge ve yazılar’ bölümünde, “Düşük iktidarın batak icraatını ve yüz karasını anlatan ‘kara kitap’ bilgisi yer alıyor. Ancak komisyon raporunda, “Söz konusu kitap arşivde bulunamamıştır” deniyor. Meclis Komisyonu’nun konuyla ilgili yazılarına Genelkurmay, Başbakanlık ve Çankaya’dan olumsuz cevap geldi.
Adnan Menderes İmralı Belgeseli - Tarih... by osmanli-1299-

0 yorum:

Yorum Gönder

yorumunuzu buraya yazabilirsiniz

 
Back to top!